Bitlis’te Bölgede Bir İlk Olan Laparoskopik Tuboplasti Kapalı Ameliyat Yapıldı

 Yazı İşleri Müdürü
Bitlis'in Tatvan ilçesinde, doğal yollarla anne olma isteğiyle hastaneye başvuran 34 yaşındaki ve 3 çocuk annesi kadına bölgede bir ilk gerçekleştirilen Laparoskopik Tuboplasti Kapalı Ameliyat yapıldı.

Bitlis Tatvan Devlet Hastanesi'nde, Kadın Doğum Uzmanı Mediha Kübra Ceylan tarafından yapılan kapalı laparoskopik tuboplasti ameliyatı, minimal cerrahi beceri isteyen bir yöntemle gerçekleştirildi.
Vücutta kesiler olmadan sadece 3 delik açılarak ince bir tel yardımıyla zor cerrahi müdahale yapıldı. Bu yöntem, tüp bebek gibi yardımcı üreme tekniklerine alternatif olarak, kadınların doğal yollarla gebe kalma şansını artırıyor.
Laparoskopik tuboplasti ameliyatıyla hastanın tekrar doğal yollar ile anne olma umudu yeşerirken, bölgede yapılan bu ilk uygulama, teknik açıdan da dikkat çekici bir başarı olarak kayıtlara geçti.

basliksiz-1-2024-04-16t121527-150-30-96.jpg

"Hastamızın tüp bebek seçeneği yok muydu? Elbette ki vardı"

Tüpleri bağlamanın yumurtalık kanserinin riskini azalttığının altını çizen Dr. Ceylan, doğal yollarla korumanın zor geldiği kadınlara tüplerin bağlatılmasını tavsiye etti.
Ceylan, "Hastamız bize daha önce geçirmiş sezaryen sırasında tüplerinin bağlanması sonucu artık çocuğu olmayacak. Doğal yollarla çocuğu olmayacak şekilde başvurdu ve son doğurduğu bebeği maalesef evlenemez bir şekilde hayatını kaybetmişti. Normalde tüplerin bağlanmasıyla korunmayı çok faydalı buluyorum. Bu konuda birazcık bahsedecek olursam, sezaryen sırasında ya da sezaryenlerden sonra ailelerini tamamlamış çiftler tarafımıza başvurarak tüplerini bağlatarak korunma yöntemi talep ediyor. Bu en konforlu olanı ve üstelik çok kolay bir ameliyat. Tüpleri bağlamak neden faydalı diyecek olursak, bunu bence önceden söylemem gerektiğini düşünüyorum. Çünkü tüpleri bağlamanın kanıtlanmış bir şekilde yumurtalık kanseri riskini azalttığı bir gerçek var. O yüzden eğer kadınlarımıza bundan sonra çocuk istemiyorlarsa, doğal yollarla korunmak zor geliyorsa, onlara tüplerini bağlatmayı tavsiye ediyoruz. Bu hastamız da tüplerini bu sebeplerle bağlatmıştı. Ardından da bebeğini kaybetmesi üzerine tekrar çocuk istemiyle tarafımıza başvurdu. Önceki sezaryenından iki yıl geçmesi gerektiğini daha önce söyledim. Bu hasta benim takipli hastamdır. Bir yıldır kontrollere düzenli olarak geliyordu. Ardından da ilk sezaryenın üzerinden iki yıl geçince beraber olarak tüpleri açmak ameliyatına karar verdik. Hastamızın tüp bebek seçeneği yok muydu? Elbette ki vardı. Tüp bebekle de gebe kalabilirdi. Ama biliyorsunuz yardımcı ürüme teknikleriyle gebe kalmak bütün gebelik komplikasyonları, yani gebeliğe bağlı bütün hastalıkların riskini arttırıyor. Bizim yaptığımız ameliyatta da tabii bazı riskler var. Biz şu an hastamıza kapalı yolla tüplerini açma ameliyatı yaptık. Yani laparoskopik tuboplasti yaptık. Bugün bu röportajı vermenizin sebebi Ve şu, bu ameliyatı açık olarak bölgede çok sık yapabiliyorlar. Bütün ekip arkadaşlarımızın bu konuda yeteneği var. Ama biz bu ameliyatı kapalı olarak yaptık."dedi
Yaptıkları işlemin ciddi bir cerrahi beceri gerektiğinin altını çizen Ceylan, ameliyat sonrası iç organlarının ağrı duyusunun olmadığını söyledi.

basliksiz-1-2024-04-16t121527-150-30-94.jpg

"Neredeyse mikro cerrahi kabul edilebilecek bir ameliyat"

Ceylan, "Bizim başarımız buradan geliyor. Bölgede kapalı olarak yapabilmek için tabii herkes de yeterli imkan var ama ciddi cerrahi beceri gerektirmekte. Çünkü kapalı olarak yaptığımızda orta çaplı bir damar büyüklüğünde bir organı kesilmiş yerinden tekrar açıp uç uca dikmemiz anlamına geliyor. Neredeyse mikro cerrahi kabul edilebilecek bir ameliyat. Cerrahi el becerisi, cerrahi tecrübe gerektiriyor. Burada hocalarıma teşekkür etmek istiyorum. İstanbul'da Alparslan Kaban. Ellerine sağlık hocam. Teşekkür ederim benim bu konuda eğittiğin için. Sağ olsun kendisi onkologdur. Ondan aldım ben bunun eğitimini." İfadesini kullandı.
Laparoskopinin önemine de değinen Ceylan, "Tabii ki açık cerrahiye göre karnın bütün kaslarını kesmemize gerek kalmıyor. Sadece küçük üç tane delikle bu ameliyatı yapabiliyoruz. Karın içine gerekli aletleri göndererek. Ardından da hastaların toparlanma süreci çok daha hızlı oluyor. Çünkü bir kas kesiniz yok, bir cilt kesiniz yok. Ameliyat sonrası zaten iç organların bir ağrı duyusu yok. Fakat ameliyat sonrası ağrının temel kaynağı karın kaslarının ya da ilgili bölgelerin ya da cildin kesesidir. Bizim hastamızda böyle ciddi bir ağrı hiçbir zaman olmadı. Ameliyatın altıncı saatinde kalkıp yürüdü. Ve günümüzde minimal cerrahi invazyon çok önemli dünyanın her yerinde bahsediyorlar. Artık en az kesikli ameliyatları yapmayı çalışıyoruz. Bu hastamız içinde fizyolojik olarak gebe kalması için tüplerini açtık yani tüp bebek ihtiyacını ortadan kaldırdık. Ameliyatı kapalı yaptık. Karın kesisini, hastanın ağrısını, cerrahi süresini ve risklerini azalttık Bu imkanı bize verdiği için hastamıza ve devletimize teşekkür ediyoruz.” ifadelerini kullandı

basliksiz-1-2024-04-16t121527-150-30-95.jpg

"Bu bir yıllık süreçte yine hastamla beraber iletişimde olacağım"

Açıklamasının devamında Ceylan, “Hastamızı yatışının, ameliyatının 48. saatinde taburcu kararı aldık. Bu bir yıllık süreçte yine hastamla beraber iletişimde olacağım. Önceki bir yılda da zaten sürekli takiplerime gelen düzenli bir hastamdı. Planımız şu şekilde, 48.saatte taburculuğun ardından 6 hafta sonra rahim filmi planımız var. Biliyorsunuz bir yaranın iyileşmek için bir sürece ihtiyacı var. Aslında bizim kitaplarımızda yazan gerçek remodelik ikinci yıldadır. Sonuçta tüplerde bir hasar oluşturduk yani tamir ederken de bir hasar veriyorsunuz, geçirmiş hasarı tamir ediyorsunuz. Dış gebelik riski kısmen artsa da biz ameliyat ile gebelik arasında süreyi bir yıl tutarak dış gebelik riskini en aza indirmek amacındayız." diye konuştu.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.